Albert Ellis
Hem akılcı hem de akılcığa uygun olmayan bir potansiyelle doğduğumuzu vurgular. İnsanların düşünme, sözle iletişim kurma ve bir ilişki kurma becerileri vardır. Bunun yanısıra kendine zarar verme, kendine zarar verme düşünceleri yaratma, batıl itikatlar gibi inançları da devreye sokan bir varlıktır. Ancak insanlar kendilerine zarar verecek davranışların kurbanı olmak zorunda değillerdir. O zamanlarda kognitif davranışcı terapinin oluşumun temellerini atmıştır. Psikoeğitim ve bireysel eğitimin temellerini atmıştır.
Ellis, ileri sağduyu, akılcı, duygusal, psikolojilerine göre insanlar isediklerini elde etmek için ısrarcı bir tutum sergilediklerini; eğer istediklerini elde edemezlerse kendilerini suçladıklarını belirtir.
<><Düşünce >< Duygu >< Davranış<>
Her içi de birbirini aynı değerde etkilemektedir. Davranış duygu temelli değil, düşünce temelidir çünkü duguyu da oluştran düşüncedir.
Irrasyonel düşüncelerin yerine rasyonel olanlarının konulabileceğini belirtir. Önce algılarız, sonra duygular harekete geçer. Düşünmeden duygularımız sözkonusu olamaz.
Kendi Kendine zarar verme nasıl olur:
Insan ne gözle bakıyor, nasıl görüyorsa o şekilde anlar. Yararsız davranışlar; kişiye hiçbir yararı olmayan davranışlar.
Algısal kavrama yanlışsa birey kendini geliştirerek de algıları değiştirebilir. Varoluşçuların görüşlerini de kabul eder. İnsan görüşlerini ve değerlendirmelerini değiştirmesini bilen, kendisine farklı fikir ve inanç oluşturma yeteneğine sahiptir. Kendini değiştirerek geçmişe göre tamamen farklı davranışlar geliştirebilir. Geçmişteki alışkanlıklarının pasif kurbanı değildir.
Nevroz, rasyonel olmayan düşüncelere bağlı davranış olarak ortaya çıkar.
Insanlarla sürekli etkileşim içerisinde olduğumuzdan bu irrsyonel düşünceler kişinin içinde kök salar. Irrasyonel inançların tekrar edilmesi hız kazanır. Irrasyonel düşünceler tekrarlana tekrarlana alışkanlık haline gelir. Bu irrasyonel düşüncelerden doğru davranışları, doğru davranışlar gerçekleştirecek rasyonel düşünceler haline getirilebilir.
Irrasyonel düşünceleri oluşturan aile büyükleridir. Çevresel öğrenme sözkonusu ancak daha çok cognitif sonuçlara dikkat çekiyor. Irrasyonel düşünceler davranışa nasıl dönüyor? Bu nedenle karmaşa yaşanır. Cümleler, kalıplar ve kavramlar hatalı kurgulanır.
Ayıplanma duygusal karmaşadan ötürü oluşmuş bir kavramdır. Bir nevrozu düzeltmek için kendimizi ve başkalarını ayıplamaktan vazgeçmeliyiz. Eksikliklerimize rağmen kendimizi kabul etmek, kendimizi tanıma, özsaygı geliştirme, kendini kabul etme.
‘Yanlış davranış ve hatalarım nedeniyle ayıplanırım’ bu cümle içte tekrar tekrar temel bir anksiyete oluşturur. Panik atak da kişinin kendini yetersiz görmesi ve yetersizliğini sürekli tekrarlamasıdır.
Irrasyonel düşüncelerin içten tekrarı endişe yaratır. Bu düşüncelerle kurduğu tuzaklardan kişinin kendisini korumasına yönelmesi önemli. Arzu edilen bir şey olmakla beraber insanların Sevilmeye ve kabul edilmeye ihtiyaç duymadığını belirtir. Sevilme ve kabul edilme ihtiyaç haline getirilrse nevrotik düzlem oluşturur.
Tercih: Açık kapı
İhtiyaç: Zorunluluk
ELLIS’E GÖRE ABC
Bunlar savunmalı bir iletişime sebep olan, içten bir iletişimi öngörmeyen fikirlerdir.
1: İhtiyaç olarak sevilmek istemek. Kendini değerli kabule diyorsa tüm saygıları (insan duyulan değeri)
2: Sadece beceriklilik ve yetenek gibi değerlere bağlaması
3: Belirli kişilerin işe yaramaz olarak ve hain oldukları ve bu adamların cezalandırılması gerektiği düşünceleri. Önyargılar zihin bloklarıdır.
4: Belirli hayat güçlükleri ve kendine karşı olan sorumluluklardan kaçınmanın kolay olduğu fikri.
5: Eğer bir şey olması arzu edilen bir düzeyde değilse, bu bir felaket gelmiş demektir.
6: Insanların mutlu olmasının dış sebeplere dayandığı ve insanların kaderlerini, karmaşalarını kontrol etmeleri için çok az güçleri olduğu düşüncesi
7: Bir kimsenin geçmişteki hikayesinin şimdiki davranışlarında çok önemli bir belirleyici olduğu fikri. Başına bir şey geldiğinde hep aynı etkide kalacakmış gibi. Gelişime ve değişime engel olan bir fikir.
A Olay Boşanma
B İnanç Başarısızlık
C Sonuç hüzün depresyon
A hakkında bir inanışa sahip olmamız B’yi oluşturur. B, C’ye sebep olur.
Insanlar kendi kamaşalarını yaratmada geniş ölçüde sorumludur. Düşündüğümüz gibi hissederiz. Kuruntular çok yaygın anksiyeteler, kendi kendini yenme inanış sistemi tarafından oluşturuluyor. Bu değişimlerin sorumlusu A’da olanların B’deki değerlendirmesi ön kalıplarıdır. D’ler bunu nasıl yapacaklarını öğretmek ve karşı koyma çalışmalarıdır.
B’ler konusundaodak çalışması yapılırsa, duygusal karmaşayı da önleyici bir çalışma olur. Varoluşçu yaklaşımlar, davranış değişikliği için davranış tekniklerinin uygulanabileceğini belirtir.
Danışmanın aktif bir konuda yönlendirici etkileme gücü vardır. Danışan etkileyen kişidir, öğreten kişi. Danışan yaşam felsefesine odaklanmaz yer yer açıklamaya dayalı olmak , rasyonel olmayan inançlarla yüzleştirme, rasyonel olmayan duygu, davranış ve inançlarına meydan okumasına yardımcı olmak.
Filtreleme: aşırı genelleme, etiketleme
Kutuplaşmış düşünce: Ya benden yanasın ya da değil.
Kontrol yanılgısı: Ya çevre beni kontrol eder ya ben çevreyi.
İçten denetimli ya da dıştan denetimli olmak özsaygı çerçevesinde değerlendiriliyor.
-Meli, -malı düşünceleri bir aksak düşünce tarzıdır.
Merkezimizde alanında uzman psikolog, klinik psikolog, psikoterapist, aile danışmanı, çift ve aile terapisti ve cinsel terapistler görev almaktadır. Kadromuzda bulunan uzman psikologlar, Ataşehir ve Nişantaşı merkezlerimizde çalışma programlarına göre saat 08:00 – 21:00 arasında hizmet vermektedir. Ofisimiz randevu sistemi ile çalıştığından dolayı mutlaka telefonla arayıp randevu almanızı öneririz.
Ataşehir Ofisimiz
ADRES: Brandium Rezidans A Kapısı R2 Blok D:102 K:10 Küçükbakkalköy – Ataşehir – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com
Nişantaşı Ofisimiz
ADRES: Valikonağı cad. Şakayık sok. no:42 Ihlamur palas apt. Teşvikiye – Nişantaşı – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com